ülkemin başkentindeki
bir üstgeçit kadar yapayalnızım
senin yokluğun kentin meydanında kaos
osmanlı nasıl rüşvetli fetvalarla yıkılmışsa
öyle kalakalıyorum tekliğimle
uzatırken işaret parmağımı gökyüzüne
yüzüme sürünüyor gri bulutlar
avucumu doldurmuyor okyanusun suları
'baba ve piç' tüm okumalar inkâr
siyah bir kar düşüyor tümsekleri doldurmuş kan
hemen yanında bir çukur susuzum
uz gittim buz geldi
dili geçmiş bir ekmek
eklenmiş raflarda büyüyor hormonlar
ona kadar sayan çocuk at arabasını itiyor
italik bir tekerlek sevdasına
sınana sınana geliyor
yorulmuş bir akşam da olmadık bir bıçak
ak geceyi bölüyor kanun arasında
o tomaiki terazi yeşili kapatıyor saat yirmi iki
ve tekrar söylenen bir dizedir şimdi
kızılay aylardan bir meydan
tersine işleyen saat
imkb'de alıcısız kapanmış kan