seni bekliyor
yurt diye seçtiğin bu küçük dağ köyü
çakır dikenleri kırmızı toprak ve kayrak
seni bekliyor basmak için bağrına
acı çekirdekleriyle ardıç ağaçları.
senin yüzünde taşıdığın bu çizgiler
doğduğun köy evinin karamış tahrasındaki
çentiklere benziyor ve daha da benzeyerecek
kapı numarasının çakıldığı levhanın
pasına benziyor alnına düşen hüznün gölgesi
dilindeki bu ahlat burukluğu
çakır dikenlerinin susuzluğu gibi
düşecek bağrını bir gün.
dönüp durduğun kendi yazgındır sadece
kaçıp kurtulacağın bir yer yok yeryüzünde
mademki doğdun sen de yazgılısın
bu topraklarda ölmeye.