lışmak!
Neye?
Nelere peki?
Öldürmeye! Parçalamaya! Yamyamlığa! Irza geçmeye! İnançsızlığa!
Kuralsızlığa! Sapıklığa! Ölüme!
'Normal' kelimesi altına sıkıştırdığımız bildik süregelen yaşama! Hangisinin ardına koyarsanız koyun alışmak kelimesi korkunçtu ve Emilie'nin bunu kabul etmesi olanaksız gibi gözükse de bunu yapmaya mecburdu.
Kendisini ebedi cellâtlığa mahkûm bir tutsak gibi hissetti. Müebbedini katillikle geçirmeye yükümlü bir tutsağın sonunda delirmeye
Mecbur olması gibi mecburdu buna!
Kitabın başındaki hikâyelerin sonuna kadar aynı ürkütücü ritimde devam edeceğini düşünüyordum ama öyle olmadı. Korku yavaş adımlarla şiddetini arttırarak sarsmaya devam etti. Bir yandan okuma isteği diğer yandan -evde tek başınızaysanız- kitabı bir kenara bırakıp uyuma arzusu; fakat öte yandan ikinci tercihinizi yapmanıza engel olacak nitelikte bir merak dürtüsü!
Bir film serisi tadında; yeterince kan gizem korku masumiyet aşk aldatılmışlık ve tabi ki kitabın sonunda tanışacağınız en büyük kötülük timsali O! En çok da şu iki dizeyi sevdim:
Hayaletler gece gezer
Yanına bir ışık al
Hortlaklar gece gezer
Yanına bir ışık al...