Sömürgecilik sorununa ve geçirmiş olduğu sürece eleştirel gözle bakmak beş kıtanın son beş yüz yıllık tarihini gözden geçirmek yalnız sömürenlerin değil sömürülenlerin de tarihini irdelemektedir. Daha düne kadar Batılı klasik tarihçiler için sömürü "ötekine" "uygarlık götürme" olarak gösterilmiştir. Oysa Avrupa kral ve kraliçelerinin yeni güç ve iktidar alanlarına ihtiyaçları vardı. Bilinmeyene yolculuk efsanelerde ve masallarda işitilen hep ağız sulandıran o görkemli hazineler altın yollar değerli madenler için başladı. Yeni yerlerin bulunması Batılı ülkelerin iştahlarını daha da kabarttı. Ve sermaye birikimi her geçen gün artan gücüyle her sistemin dinamiğini oluşturan ve eş zamanlı olarak değerleri de yok eden yıkıcı bir süreci başlattı: Uygarlıkların talanı kültürlerin yıkımı ve soykırımı...