Roman Nemrut Dağı'na çıkan herkesin kendi kendine sormuş olduğu "Bu devasa heykeller çetin bir iklime ve zor ulaşım koşullarına sahip bu dağa niçin dikilmiş? Kral Antiochos'un mezarı var mıdır varsa nerededir?" gibi gizemli sorulara Kral Antiochos'un kişiliğine inerek kurgusal çerçevede cevap verme çabası içerisindedir.
Kral Acos ve Prens Mithradates tebessüm ederek tekrar ordunun ön safına doğru atlarını sürdüler. Prens Mithradates General Kawa'nın yanında atını yavaşlattı ve General Kawa ile beraber gitmeye başladılar. Kral Acos ise duraksamadan ön safa doğru atını sürdü ve General Kawa'nın yanından geçerken:
"General Kawa yerinde olsam o çekicimle yatıp kalkardım. Senin çekicine göz koyan var ve sanırım almayı da başaracak." diyerek güldü.
Zavallı Kawa ise hala hiçbir şey anlamamıştı. O temiz kalbinin yansıdığı saf bakışlarıyla olup bitenlere bir anlam vermeye çalışıyordu.
Prens Mithradates General Kawa'ya merakla sordu:
"General Kawa savaşırken size dikkat ettim de vücudunun başka bir bölgesine ölümcül bir darbeyi indirmiş olsanız da düşmanınızın başına muhakkak bir çekiç darbesi indiriyordunuz. Neden böyle yapıyorsunuz?"
General Kawa ise çekicini eline aldı baştan sona çekicine okşarcasına dokundu. Daha sonra da sakin bir sesle:
"Sevgili Prensim babam bana hep şunu derdi: Eğer düşmanlarından biri sana saldırıya geçmişse bil ki o düşman artık senin için bir yılandır. Sana tekrar saldırmaması için yılanın başını ezeceksin. Sanırım ben de bu nedenle onların başını eziyorum. Tekrar kalkıp saldırmasınlar diye!" şeklinde yanıtladı.
Prens Mithradates duyduklarına şaşırmışçasına sordu:
"General Kawa ölen bir düşman tekrar kalkıp saldırır mı?"
Aynı sakinliğini koruyan Kawa ise:
"Düşman eğer bir yılansa ve başını da ezmemişsen saldırır sevgili prensim." diye cevap verdi.