Günümüzde demokratikleşme yolundaki gelişmeler ve çalışanların artan hümanist beklentileri duyguların iş hayatındaki önemini artırmış böylece duygusal zeka ön plana çıkmıştır. Diğer yandan günümüz koşullarında organizasyonların sadece sol beyin yeteneğine ihtiyaç gösteren sayısal verilere değil sağ beyin yeteneğinin kullanımını gerekli kılan sezgi yeteneğine dayalı yönetilmesine de gereksinim duyulmaktadır. Bu durumda hayal gücünün sezgi yeteneğinin ve beraberindeki duyguların yönetime ilişkin karalarımızda eskisinden daha fazla rol oynadığı ileri sürülmektedir.