Az zamanda tüketmedik umutlarımızı. Adeta tüketmek için çırpınıp durduk. Sen benim hayatımda piyon'sun ben kaybedersem iki puanım gider ben senin hayatında şah'ım sen kaybedersen oyun biter. İşte bu düşünce değil miydi bizleri ben merkezli yanılgının içinde ezilmeye yok olmaya sürükleyen. Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın başına gelen olumsuzluğu dikkate alsaydık başımıza bunlar gelmezdi. Onlar için birkaç damla gözyaşı dökebilseydik bu gün göz pınarlarımız kurumazdı. Biz onlar için ağlamasını bilseydik onlar da bizim için ağlamayı öğrenirdi. Biz herhangi birinin tutsaklığının sebebini irdeleseydik bu gün tutsak olmaz özgür olurduk. Biz komşumuza sırtımızı dönüp dostlarımıza kapımızı kapatmasaydık bu gün bütün kapılar bize açık olurdu. Paylaşmasını bilseydik hâlâ paylaşacağımız şeylerimiz olurdu. Sevdikçe sevileceğimizi bilemedik. Kırdıkça kırıldık yok ettikçe yok olduk. Hep kendimiz için bulmaya çalıştıkça bulduklarımızı da kaybettik. Ben merkezli davrandıkça benliğimiz gitti elimizden.