1895 yılı baharında Giannis Stavropoulos Meryem Ana Manastırındaki Kutsal Emanetleri Heybeliada'ya nakletme göreviyle İstanbul'dan gemiyle Trabzon'a doğru yola çıktı. Burada kendisini babasının eski dostu varlıklı Genova'lı tüccar Niccolo Belloponte karşıladı ve aracılığını üstlendiği iş sonuçlanana kadar ağırlamayı teklif etti. Ev sahibinin güzel kızına âşık olan Giannis kendisini kaderin ona hazırladığı akıbetten habersiz olarak Taşnaksutyun Teşkilatına ait Osmanlı doğu vilayetlerinde patlak vermek üzere olan isyanda kullanılacak silah alımı için ayrılmış büyük miktarda altın paranın taşınması işinin ortasında buldu. Tasasız ve keyifli şehir hayatı yerini manastırlarda zorunlu ikamete Karadeniz Sıradağlarının yüksek sırtları ve derin vadilerinde zorlu yolculuklara ve güvenilmez insanlara hayatını emanet etme mecburiyetine bırakmıştı. Erzurum Alay kumandanı Hüseyin Paşa ise böyle büyük bir servetin bölgeden çıkmasını engellemek için Kürt aşireti atlıları dahil elindeki tüm imkanları sonuna kadar kullanmaya kararlıydı. Herkesin kendi açısından haklı olduğu bu mücadelede olayların akışı insan doğasının gücünden çok zaafları tarafından belirlenecekti.