"Bana bir şarkı söyle ve al gözlerimi" diyen şair müziğin tınısını şiirin ruhsal dalga boyunda hissetmiş olmalı... Şiir başlı başına bir musiki bir helezon bir duygusal med-cezirin ifadesi nihayetinde. "Bana bir şiir söyle ve al gönlümü" demeli maşuk da... Pervane ile mumun mum ile ateşin yanma ve erime eylemi şiirde ritüele dönmüş ne de olsa... Aşkın mı şiiri şiirin mi aşkı anlatılır bilinmez o yanışta... Ama her şair önce gönlünde yanan sözleri fısıldar kâğıda... Kalem kâğıda dokununca da o yangın muhataba geçer. Yani şairden okura...
İşte bu kitapta gencecik bir şairin duygu dolu sımsıcak şiirlerini okuyacaksınız... Her bir sözcüğü gönülden yükselip gönle konan... Her bir mısraı deneyimsiz duyguların savruk ikliminde kendini bulacak bir muhatap arayan... Her şeyin ötesinde her dize kirlenmemiş duyguların yansıması niteliğinde... Enes Çubukçu "Aşkın Nârı"nın ardından "Kelebek Misali"yle okurlarının karşısında...