Işığı sönerken günün
Mevsimsiz göçer aşk
Tohum acemice çatlar
Büyümenin uğultusu döner salyangozda
Güneye salınırken köklerin
Kuzeyde budaklanırsın
İki kıtanın ucu dudaklarım olur
Mavi gövdenden öpmek isterim.
Yalnızlık kopan kaya gibi
Düşer ses organlarıma
Şehri enkaza çeviririm
Ama kuşbaza kimse kızamaz;
İstanbul bilir bunu
Bu bozguna uğramış mesafeler
Bu çakırkeyif hava
İstanbul bilir bunu
Dudaklarımı terk ettiğimdendir.