Giderek kutuplaşan bir dünyada kentler toplumsal çelişkilerin en yoğun yaşandığı mekanlar olarak öne çıkmaktadır. Çalışan sınıfların ve diğer ezilen kesimlerin kentsel kaynaklardan pay alma kendi yaşamlarına ilişkin kararlarda söz sahibi olma ve kendi kimliklerini kent mekanında ifade edebilme yönündeki istem ve mücadeleleri çoğu zamanda kapitalist kentleşmenin mantığı ile çelişiyor. Siyasal iktisat perspektifinden yazılan Kentsel Çelişki ve Siyaset söz konusu uzlaşmazlıkları gerek kurumsal düzeyde gerekse de günümüz kentleri çerçevesinde çeşitli boyutlarıyla irdeliyor. Küreselleşme-yerelleşme süreçleri demokratikleşme sorunu yerel devlet sosyal adalet sorunu gibi güncel konu ve sorunlar yanında Türkiye'nin kentleşme dinamikleri ve çelişkileri eleştirel bir bakış açısıyla değerlendiriliyor.