Bu kitabı okumaya başlayanlar için şimdiden bir uyarıda bulunayım. Bu kitap bizler gibi bir insan olan. Hata eden ama hatasından dönmesini de bilen bir hayatı anlatmakta. Duygusal sahnelerle tasvir edilen bir melek arayışında olanlar için bu kitabı okumak zaman kaybı olacaktır. Çünkü bu bir masal kitabı değil örnek alınacak bir hayatın bahsidir. Burada okuyacağınız hayat on dört asır evvel yaşamış bir Müslüman'ın hayatıdır. Bizden önce yaşanmış bir hayatın benzeri bizim zamanımızda ya da bizden sonrada yaşanabilir. Milyarlarca insanın yaşadığı ve yaşayacağı dünyada elbette insan insana hayat hayata benzeyecektir. Bundan daha tabii bir şey beklenemez. Okuyacağınız satırlarda elbette bir hüzün vardır fakat sonu mutlulukla biten bir hüzündür. Gözyaşı döktürmek çabası ile değil kalplere ve akıllara bir sahabe hayatını nakşetmek çabası ile kaleme alınmıştır.
Bu kitap yaşarken cennete adım atmış kahramanlarımızdan Hz. Vahşi bin Harb -radıyallâhu anh-'ı hatırlatmak gayretiyle yazılmıştır. Onun hayatından asırlar aşarak bize örnek olan tevbesinden ders alabilmek niyeti ile böyle bir işe girişilmiştir. Şüphesiz ki herkes Allah'ın hakkında nasip ettiğinden başkasına sahip olamaz. Sahabe-i Kiram -radıyallâhu anhum-'un hayatlarını öğrenirken salya sümük ağlayıp bir anlık hüzünlü ortam oluşturmak için değil tam aksine onları örnek almak onların tecrübelerinden faydalanıp daha şuurlu bir hayat sürmek gayretinde olanlar o güzel insanlara ittiba etmiş olacaklardır. Hiç şüphesiz ki kalpleri bilen niyetlere vakıf olan Allah kullarına niyetlerine göre muamele edecektir. Rabbimizden bizleri İslâm'a yakışır bir bilinç sahibi kılmasını dileriz.
Doğruyu bulmak mükemmele ulaşmak arzusu ile çalışırken hata yapmak insan olmanın getirdiği bir zafiyettir. Sehven ortaya çıkması muhtemel hatalarımı fark ettiğim ya da uyarıldığım an kabul etmeye hazırım. Rabbimden dileğim sırat-ı müstakim üzerine sevk ve daim etmesidir. Doğrular Allah'tan hatalar nefsimdendir.
İbrahim Zeren