"Ceyda...!!! Dedi can vermeye hazırlanan birinin ses tonuna eş... Karşı taraf yeniden duraksamış acı içinde yutkunmuştu. "Arabası... Dedi ve sustu.. Daha fazlasına devam edemedi. Hıçkırıyordu. Numan ağlıyordu. Kemal Allahın rahmetine kavuşmuş üstüne toprak serpilmiş emellerinin hesabını tanrıya veriyordu.
Aldığı ödüllerin ve başarılarının sayısız olduğuna birebir tanık olmuştu. İki kez onu denizin dibinden kendi elleriyle tekneye aldığını anımsadı içi burkuldu. O zaman sormuştu kim diye... 'O Ceyda' Demişti Numan ona... Sonra paraf edilmiş adının açılımını yapmıştı. Bunu yaparken nasıl da gururla bakmıştı arkadaşına... "Tuttuğunu koparan Cesur Erdemli Yardım sever Dürüst ve Atak" Ama sadece bu kadarını öğrenmemişti. Onun asi ruhlu ve kural tanımaz biri olduğunu amirine ve müdürüne diklendiğinde görmüştü. Üzgün bir tavırla başını sallayarak "Üzgünüm müdürüm. Dedi. Neredeyse o da ağlamak üzereydi. "Arabada kimse yok."
Kemal gölden çıkartılan haşat arabayı gördüğü anda canı canından olmuştu. Arabaya abandığında canı artık bedeninde değildi. Ruhu gökyüzüne çoktan taşınmıştı. Gözlerinden süzülen yaşlar dur duraksızdı. Numan ne diyeceğini bilemiyordu. Bu durumda teselli sözler çok anlamsız ve bir o kadar da aptalca olurdu. Yürekleri ölürken sözlerin hiçbir anlamı kalmıyordu. Gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle hızla silerken... "Dalgıçlar gölü santim santim tarayacaklar Kemal.... Dedi. Sesi titriyordu. Bedeni titriyordu. Ruhu titriyordu. Bu nasıl bir acıydı ki karşı konulamıyordu