Bilindiği gibi AB-D Emperyalistleri özellikle de Emperyalizm Kenefinin Dünya Jandarması ABD Sosyalist Kamp yıkıldıktan sonra "Yeni Dünya Düzeni" "Globalizm" (Türkçesiyle "Küreselleşme") diyerek maskelediği; "İnsan Hakları" "Project Democracy" (Demokrasi Projesi) Özgürleştirme edebiyatıyla süslediği soygun-talan işgal düzenini yeniden (daha acımasız bir tarzda) biçimlendirmeyi amaçlamaktadır.
Bunu gerçekleştirebilmek için de "dünyayı 1000 devletli" hale getirmek hatta mümkünse "şehir devletleri"ne kadar yani atomlarına kadar ülkeleri parçalamak istemektedirler.
Bu bir uydurma-kurgu komplo teorisi ya da hayali senaryo değildir. Sosyalist Kamp'ı çökerten ilk hamleyi bir kenara bırakalım... Daha yakın zamanda gerçekleşen ve halen devam eden en somut iki örnek bütün canlılığıyla gözlerimizin önünde durmaktadır.
Birincisi: Sosyalist Yugoslavya'nın başına getirilen felakettir. 6 Federal Sosyalist Cumhuriyetten ve demokratik bir örgütlenmeyle kardeşçe bir arada yaşayan Halkların oluşan savaş uçağını bile kendi üretebilen bir ülkeden tamamen kendilerine bağımlı 7 tane devletçik türetti AB-D Emperyalistleri. Ekonomik bakımdan öyle bir hale geldi ki bu devletçikler emperyalistlerin sadakası olmasa neredeyse açlıktan kırılacaklar. Siyasi bakımdan ise en somut biçimde Kosova örneğinde görüldüğü gibi insanlar Kosova Bayrağından daha çok ABD Bayrakları taşıdı sözde bağımsızlıklarını kazandıkları gün. Yani düne kadar Antiemperyalist Cephede yer almış Halklar Halkların baş celladı ABD'yi kurtarıcı olarak yere göğe sığdıramaz oldular.