Önce doğru bir saptamada bulunalım: Eğer dünya bu şekilde devam ederse tüm insanlık için felaket olur diyen karamsarlar haklı. Eğer tüm ulaşım petrole bel bağlar ve petrol sıfırı tüketirse o zaman ulaşım durur. Eğer tarım suni sulamaya tabi olmaya devam eder ve su havzaları tükenirse ardından açlık gelir vs. Fakat burada bir koşuldan bahsedildiğine "eğer" dendiğine dikkat edin. Ama dünyada işler sürekli olarak kötüye gitmeyecek.
Bir milyar insanın yeterince gıda alamadığı bir milyar insanın temiz suya erişemediği bir milyar insanın okuma yazma bilmediği gerçeği karşısında duygusuz bir kayıtsızlık izlenimi bırakabilir benim bu iyimserliğim. Ama bence tam da dünyada hâlâ vicdan sahibi herhangi birinin isteyebileceğinden çok fazla acı ve yokluk olması yüzünden hırslı bir iyimserlik ahlaken zorunludur.
Bu kitapta akılcı bir iyimserliği savundum. Dünyada artık bir ağ örüldüğünü fikirlerin hiç olmadığı kadar birbirleriyle gelişigüzel çiftleştiğini yenilik hızının ikiye katlanacağını ve ekonomik evrimin XXI. yüzyıl yaşam standartlarını hayal edilmeyen yüksekliklere çıkarıp dünyanın en yoksul insanlarının bile ihtiyaçlarını ve arzularını karşılayacağını ileri sürdüm. Bu tür bir iyimserliğe hiç rağbet edilmediğini fakat tarihe bakarsak felaketçi bir karamsarlıktan daha gerçekçi bir tavır olduğunu göreceğimizi söyledim.
Ben akılcı bir iyimserim: Akılcıyım çünkü bu iyimserliğe mizacım ya da içgüdülerim aracılığıyla değil mevcut bulgulara bakarak ulaştım. İlerleyen sayfalarda sizi de akılcı iyimser yapmayı umuyorum. Akılcı iyimserim çünkü bir yerlerde birileri insanların ihtiyaçlarına daha iyi hizmet edecek usullerin icadı için teşvik edildiği sürece insan hayatının güzelleşmeye devam edeceğine inanıyorum.