"Kördüğüm" adlı eser Manas Yayıncılık tarafından Ali Emîrî Efendi'nin aziz hatırasına ithafen yayınlanmıştır.
Var olanlar özünü bir biçimle ortaya koyduklarına göre biçim varlığın özünde önemini daima koruyan bir ilkedir. Her varlık kendisini bir biçimle ifade eder. Bunun için biçim varlığı tanımlayan ve onun dinamik sükûnetini kendi içerisinde barındıran ilke olarak cazibe merkezidir. Çünkü her varlık kendi biçimiyle özgündür ve tektir. Yeryüzünde başka bir karşılığı da yoktur.
Kördüğüm'le şair kendi tekliğini ortaya koyarak doğduğunu yaşadığını ve hissettiğini ifade etmek istiyor. Çünkü şair varlığının bütünüyle yitip gitmesine katlanamaz. Bu dileği Türkçeye olan hayranlığını parlatmış. Şahsının ve milletinin varlığının Türkçeyle yaşayacağına olan inancıysa diline büyük bir tutkuyla bağlanmasına yol açıyor.
Kördüğüm kitabı insanın kendisi ve diğer varlık alanlarıyla bir türlü gerçekleştiremediği kör ve sağır ilişkileri üzerine oturtulmuş. İlk on şiir bunu toplumsal düzeyde irdelerken diğerleri meseleyi daha çok evrensel insanın çıkmazları şeklinde ele almaktadır. Dikkatlice bakıldığında çözüm için şairin gizli bir dil geliştirmeye çalıştığı görülecektir. Bu dil aşkın sevginin ve acının ortak dilidir. Bunların yanı sıra göze batan en önemli şeyse şiirin ve şairin dilidir.
Kitaptaki şiirleri okuduğunuzda Doç.Dr. Tarık Özcan'ın bu dili nasıl ustaca kullandığını göreceksiniz.