Tanzimat sonrası Türk şiirinde yaşanan zihinsel değişime paralel olarak öne çıkan şair figürleri çok renkli bir albüm oluşturmuştur. Bu renkliliğin ve zenginliğin kaynağını herkesçe malum o "medeniyet kriz"inin yol açtığı arayış ve savaşımın arka planında aramak gerekir. "Şair figürü" bu süreç boyunca edebî toplulukların çok sesli yapısı içinde varlığını keşfetmiş sesinin kudreti nispetinde de zamanla bir varlık alanı kurma imkânı bulmuştur. Tevfik Fikret bu anlamda Servet-i Fünûn'la birlikte başlayan macerası ve sonrasında sesinin yankısı dinmeyen Türk edebiyatının en özel şair figürlerinden biri olmuştur. 18. yüzyıl ile 19. yüzyılın kesişme noktasında bir mitolojik trajedi kahramanı gibi yaşayan Fikret gerek işlediği konular gerekse ifade biçimleri açısından da günümüze değin tartışılagelen bir isimdir.
Tevfik Fikret üzerine yapılmış çok çeşitli çalışmalar olmasına rağmen onun yaşadığı kırılmaları ve şiirlerinin trajik durumunu özelde irdeleyen bir çalışma oluşturulmamıştı. Dr. Tarık Özcan'ın hazırladığı ve Manas Yayıncılık tarafından basılan "Tevfik Fikret'in Şiirlerinde Trajik Durum" adlı kitap Fikret'in bu yönünü merkeze alarak pergelini şairin diğer özelliklerine doğru da açan düşündüren bir nitelik taşıyor. Fikrî ve edebî hayatı çizgi dışı bir seyir takip etmiş olan Fikret'in yaşadığı trajik duruşun analiz edilmesi onun şiirinin temel izleklerinin ve felsefî arka planının anlaşılması bakımından oldukça önemli. Çünkü Fikret'in şiirlerinde yazara göre; "...etiyle kanıyla karanlık ve aydınlık taraflarıyla gerçek insan vardır. Kaos bu şiirin kaynağıdır ve Fikret'in şiiri kaosun beslediği trajik bir eylemdir." Elbette bir uç bakış olarak Fikret'in şiiri bu trajik yönüyle incelenmeli ve değerlendirilmeliydi. Yazarın bilim adamı dikkati ve hassasiyetine sanatkâr duyarlılığını da eklemleyerek takdim ettiği bu çalışmada Özcan'ın aynı zamanda bir ruh portresinin de genel hatlarını çizdiğini şairin gelişim sürecini de okurun gözleri önüne serdiğini görüyoruz. Sadece şiir tahlil etmekle yetinilmeyip Fikret'in şiirin arka planında var olan düşünce ve duygu estetiğini anlama çabası da eseri bu noktada daha önemli kılıyor.
Dr. Tarık Özcan trajiği: "insandaki çözümsüz durumları çıkışsız çatışmaları kendi sınırlarını aşan durumlar karşısındaki çaresizliğini ve bu çaresizliğin doğurduğu çatışmalar ve çelişkiler" olarak tanımlıyor. Fikret'in yaşadığı çaresizliğin ve çelişkilerinin kaynakları ve bunun şiirlerindeki görünümleri üzerine araştırmacının takip ettiği yol hem edebî hem de psikolojik metotları iç içe eritiyor. Fikret'in trajiğini çizen şiirlerinde kelime düzeyine kadar inen bir yorumlama metodunun sergilendiğini dolayısıyla incelemede sağlıklı bir yaklaşımın ortaya konduğunu görmekteyiz.