Civcivleri bilirsiniz; hani muhabbet kuşlarından bir çeyrek iricedirler... Sarıdır çoğu nedense! Ve küçücük sarıcık bir top gibi sanki her an düşüverecekmişçesine oradan oraya ille ki anaç tavuğun ardı sıra yuvarlanır giderler. Bir şey daha; o küçücük bedenlerinden çıkan ses bir de uzak düşmüşlerse anne'den dağı taşı tutar. Biri susmadan başlar öteki bir yaşama çığlığı büyür çığlık çığlığa... Ne ki civildediklerince çok ve çabuk büyümezler ya da bize öyle gelir! Bir sabah tam da kümese sığmayacakları günlerin düşünü kurarken sen büyüseler ansızın civcivlerin; büyüseler büyüseler büyüseler büyüseler... uçsalar dahası... evet evet uçsalar... sığmasalar yere göğe; için içine sığar mı? Yoksa !