Kim Noble yetenekli bir ressam ve 14 yaşında bir kız çocuğunun annesi. Hayat dolu ve cıvıl cıvıl bir kadın. Onunla tanıştığınızda bir sorun olduğunu anlayamazsınız. Ancak onun bir sorunu var.
Hangi açıdan bakılırsa baksın aslına Kim Noble diye birisi yok.
Üçüncü yaş gününden bir süre önce sürekli dehşet verici tacizler sonrasında Kim Noble'nın zihni sert bir zemine düşürülen bir cam parçası gibi paramparça oldu. Her bir parça ya da kırık yepyeni bir zihin haline dönüştü her biri kar tanecikleri gibi farklı bir kişilik edindi ve Kim'in dünyadaki yerini almaya çalıştı.
Kim Noble "çok kişilikli". Bir başka deyişle 'Çoklu Kişilik Bozukluğu' var. Bedeni aralarında sadece Latince konuşan ufak bir oğlan çocuğunun homoseksüel bir adamın ve anoreksik bir ergenin de bulunduğu farklı kişiliklere ev sahipliği yapıyor. Bazıları onun bedeniyle birlikte yaşlanıyor bazılarıysa zamanda donup kalmış.
Büyük bir cesaretle yazılmış bu anı romanı okuyucuyu gerçekliği çok farklı olan bir kadının dünyasına götürüyor. Hayatını anlamlı kılma ve çok sevdiği çocuğunu geri kazanma savaşı hem şok edici hem de zaman zaman komik ve ilham verici.