Vatan gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus Kalkavan soyadının karıştığı bir trafik kazasını aydınlatan haberler yaparken bir anda kendisini KCK'ya üye olmak suçlamasıyla hapiste bulur.
Aylar geçer ve tutuklu gazeteci Çağdaş Ulus hapishanede çeşitli psikolojik işkencelerle karşılaşır. Önce postasına ambargo konur sonra da gardiyanlar tarafından tuvaletleri temizlemeye zorlanır. Konu TBMM'nin gündemine bile taşınır sonra da Çağdaş Ulus hakkında ulusal medyada ardı ardına haberler çıkar.
? Peki neydi Çağdaş Ulus'un suçu?
Çağdaş Ulus sıradan bir trafik kazası haberinin peşinde koşarken önce tehditler alır evi gözetlenir sonra da şikayet için gittiği karakol onu başından savar. Sonuçta o araştırma ve haberleriyle birilerinin "ayağına basmıştır". Çağdaş Ulus bununla da kalmaz Cemaatin emniyet ve medya içindeki ilişkilerini de araştırmaya başlar. İşte bu andan itibaren de ipi çekilir.
Çağdaş Ulus düzmece telefon dinlemeleri ve aslı olmayan "kanıtlarla" tutuklanır ve tam 268 gün tutuklu kalır. Bu sürede hiçbir hakim ne onun anlattıklarına ne de avukatının ithamları çürüten sağlam kanıtlarına bakar.
Çağdaş Ulus ünlü Alman yazarı Heinrich Böll'ün Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru başlıklı kitabındaki hikayeyi anımsatan olayları ve anılarını Cemaat İsterse başlıklı bir kitapta topladı. Kitap Kaynak Yayınları'ndan çıktı.
Ulus kitabına dava sürecindeki bütün belge ve kanıtları da ekleyerek sıradan bir yurttaşın başına her an neler gelebileceğini kanıtlarıyla gösteriyor.
Kitapta ayrıca geçtiğimiz günlerde Vatan gazetesindeki işine son verilen Mustafa Mutlu'nun da bir önsözü yer alıyor.
"Çağdaş Ulus kör bir kurşunla vurulmanın adıdır!
Gencecik bir meslektaşım; henüz gazeteciliğinin üçüncü yılında büyük bir hataya ya da komploya kurban gidiyordu.
Bilgisayarın başına oturdum ve ertesi günkü gazeteye "Ben Çağdaş'a inanıyorum" başlıklı bir yazı yazdım!
İşte o yazıyla Çağdaş'ın tam dokuz ay sürecek "tutukluk macerası"nın içinde buldum kendimi..."
Mustafa Mutlu Vatan Gazetesi