"Dilsizdir o dilsiz gelindir o... Bir ben bilirim onun dilsizliğini dilini kesmişler onun. Kesmişler kesmişler kesmişler... Sizin de dilinizi kesecekler! Dilber'den daha dilsiz olacaksınız. Aha sizin dilinizi kesmediler mi kız Güler Seda Hayce... Yıllar önce sizin de dilinizi kesmediler mi? Konuştunuz da ne oldu? Kim duydu sizi? Kimsiniz siz adınız ne? Diliniz nerde? Böyle sustururlar işte adamı KORKAKLAR SUSMAYA MAHKÛMDUR İŞTE... Bir beni susturamadılar bir beni... Aldılar da götürdüler Musa'mı öldürüp de bir çukura attılar Musa'mı susturamadılar beni. Dilsizdir o dilsiz gelindir. Kesmişler dilini iyi ki de kesmişler. Konuşup da ne etsin? Konuşamayan dil ne işe yarar? Sizin var da n'olmuş? Kim duyar sizi kim?" dedi Deli Gülsüm daha da konuşacaktı. Daha da konuşup herkesin ödünü koparacaktı. Seher'in "Yeter!" diye bağırıp kadını dışarı atmaya çalışmasıyla bir anda sustu çaresizleşti. Seher'in gözlerine umutsuzlukla bakıp kolunu tutan elini yumuşakça çekti. Herkese aynı bakışlarla bakarak çıkıp gitti. Ardında umutsuzluk ve çaresizlikten oluşan koca bir boşluk bırakmıştı.
Ağa oğluyla evlenerek kaderini değiştirmeye çalışan Satenik kendini içinden çıkılmaz bir tuzağın içinde bulur. Ne yapsa da kötü olmayı başaramaz. İyi ile kötü arasında gidip gelir. İntikam yeminleri ettiği köylüye hep yardım eder. Onları Ağa'dan korumak için elinden geleni yapar.
1915'in ardından yıllar geçmiş savaş bitmiş saltanat devrilmiştir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında geçen olaylarda kalanlar; Türkü Ermenisi Kürdü gidenlerden daha acı bir mücadelenin içine düşmüşlerdir. Aslında padişahlık hiç bitmemiştir. Bir padişah yerine bin tanesi geri gelmiştir.
Yazarın ikinci romanı olan ESME Geride Kalanlar'ın devamıdır.