"Ergenekon" Operasyonu ile cezaevine atılan antiemperyalist Atatürkçü kişilerin PKK katil başı ve katillerinin salıverilmesine yönelik bir sürecin rehineleri olduğu artık her kesimce anlaşılmaktadır.
Bu ülkenin Genelkurmay Başkanlığının MİT Müsteşarlığının Emniyet Genel Müdürlüğünün bilirkişilerinin Genelkurmay Başkanının profesörlerinin gazetecilerinin yazarlarının siyasetçilerinin sözlerine itibar etmeyen savcı ve hâkimler benim;
"Baskıdan yıldıysanız çıkarın o cübbeyi
Devlete yeğ tuttunuz birkaç tane züppeyi
Üç yılın sonunda verseniz gök kubbeyi
Yer ve gök sizin olsun nalınızı istemem."
Dizeleriyle işaret ettiğim Haham Tuncay Güney ablasının katili öz yeğeninin pazarlamacısı Osman Yıldırım ve Ali Yiğit'e itibar etmiş TSK = TERÖR ÖRGÜTÜ denklemini kurmuşlardır.
PKK ile mücadele AKP ve Fethullah Gülen'i eleştirme dışında hiçbir suçu olmayan bu şerefli kişilerin tutuklanıp katillerle aynı kefeye konduğu bu düzende;
Türk Milleti'nden gerçekleri saklayan medya mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti'ne kurulan bu tuzağa 'kuru' ve 'yaş' 'sap' ve 'saman' edebiyatı yaparak kayıtsız kalanların meslektaşlarına sahip çıkmayan kişi ve kurumların Yargının bir hesaplaşma aparatı olarak kullanılmasına taşların bağlanıp köpeklerin salıverilmesine karşı çıkmayanların ÇANAKKALE'DE SAKARYA'DA DUMLUPINAR'DA CEPHEYE ERZAK TAŞIYAN ÖKÜZLER KADAR FAYDALI OLDUKLARINI SÖYLEYEBİLİR MİYİZ?