Yüz yıl önce insanımızın günlük hayatta Arap harflerini kullandığı yazı Kur'ân kaynaklı kelimelerden oluşuyordu. Hem göz hem de kulak Kur'ân asıllı kelimelere âşinâ idi. Harf inkılâbı ile yazı değişti. Kur'ân yazısına toplum tamamen yabancı oldu. Kelimeler öz Türkçe olsun diye ne olduğu ve nasıl türetildiği belli olmayan kelimeler dilimize yerleşti ve nesiller arası irtibat kesildi. Kur'ân-ı Kerim'i öğrenmek eskiye nazaran zorlaşmış oldu. Osmanlı döneminde altı ay ilkokula gidenler eski Türkçe'yi çok rahat bir şekilde okuyup yazabiliyorlardı. Günümüzde bu derecede okuyup yazabilme İmam Hatip Liseleri'nde bile mümkün olamıyor.
Bu durumda çözüm olarak ne yapılabilir? Gelecekte Kur'ân öğretimi yeniden nasıl düzenlenebilir? Bilgisayardan ve teknolojiden istifade edilerek hafızlık süresi nasıl kısaltılıp yetişen hafız sayısı daha da arttırılabilir? Kur'ân-ı Kerim'i anlayarak hatta idrak edip hissederek okuyan din görevlileri ve Kur'ân okuyucuları nasıl yetiştirilebilir ve okuma kalitesi nasıl yükseltilebilir? İşte elinizdeki bu kitap sadece bir Elif-bâ olmaktan ziyade çok amaçlı bir kitap olarak düşünülmüş yaklaşık beş yıllık bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkmıştır.