Her ekimde kazıp eski toprağımı
Eski bir hissi yeniden ekmek yüreğime
Hazan yapraklarıyla örtülü çocukluğumun
Üzerinde gezinen kirli ayakların hışırtısı
Uzak iklimlerin izdüşümü yalnızlığım.
Masallardan düşen üç elmayı paylaşırken
Ne kadar adildi yaşam
Sırf bu yüzdendi inanmışlığım.
Yırtık ve eski takvimlere aldırmıyorum
Ben hâlâ tutturmuş "ekim" diyorum.
Oturmuşum ekimin sarı eteğine
Çamurdan uçurtmalar yapıyor
Güneşle yıkayıp özgürce umutları
Kurusun diye yağmura asıyorum.
Açık artırma
Çocukça düşler alıp çocukça düşler satıyorum.
Elma şekeri tadında bir arsızlıkla
Tutturmuş
Ömrümce yanmama sebep
Ekim içinde "tanımsız bir sis" diyorum.
Ömür dediğimiz üç günlük
Kelebek takviminden
Daha kozamızdan çıkmadan
Bir örümceğin ağlarında şekilleniyor kader
Uğurlanırken içimden tüm tanıdık martılar
Kulaklarımda yankılanan uzaklardan bir ses
Omzunda ağladığım
Sen/gölgen ya da tanımsız bir sis...