Bir zamanlar ülkelerin birinde küskün bir bulut yaşarmış. Gökyüzünün mavi derinliklerinde somurtup otururmuş. Ne yüzü gülermiş insanlara ne de yeryüzüne bir damla yağmur gönderirmiş. Bu yüzden her yer susuzluktan kavrulur olmuş. Dere yatakları kurumuş çayırlar çimenler solmuş buğdaylar başak çıkarmaz olmuşlar. Bütün ülkeyi derin bir açlık korkusu sarmış. Ülkenin insanları her sabah yeni bir beklentiyle uyanırlarmış. Belki birkaç damla yağmur yağmıştır diye umutlanırlarmış; ama boşuna!...