Bazen bir anne sevecenliğiyle saçlarımızı okşayan bazen de otoriter bir eda ile kaşlarını çatarak küçük kusurlarımızdan dolayı bizi uyarmaya çalışan Necibe Öğretmenimi hiç unutamıyorum. Yaşıyorsa kulakları çınlasın ölmüşse Allah rahmet eylesin... Temiz ve titiz bir kadındı. Uzun sarı saçlarını her gün özenle tarayıp ense köküne güzel bir topuz yapardı. Gün boyunca bir tek telinin bile dağıldığını görmezdik. Gerek edebinden gerekse tebeşir tozundan korunmak için uzun bir önlük giyerdi. Lacivert pötikareli bir kumaştan yapılmıştı. Yakasından eteklerine kadar kestane renginde dokuz adet düğmeyle iliklerdi. Sağında ve solunda ağızları fırfırlarla süslenmiş iki büyük cep vardı. Birisine not defteriyle dolma kalemlerini diğerine de yanından eksik etmediği renkli küçük mendillerini koyardı.