Bu çalışma Türkiye ekonomisinde gözlenen istikrarsızlık ve kriz olgusunu veri olarak almak yerine "niçin?" ve "kim için?" sorularını sormayı amaçlıyor. Bu çalışma boyunca kriz süreci toplumsal sınıfların çıkar çatışmalarını gözeten bir bölüşüm perspektifine dayandırılmakta ve gerek kamu kesiminin finansman krizi gerekse dışa açılım sürecindeki dengesizlikler aslında ulusal ekonomide iktisadi artığın yaratılması ve yeniden dağıtılmasına yönelik dolaylı ya da doğrudan mekanizmaların doğal bir sonucu olarak algılanmaktadır. Türkiye gibi kapitalistleşme sürecine çarpık denetimsiz ve eksik rekabetçi piyasa koşullarında eklemlenen çevre (peripheral) ekonomilerinde piyasa güçlerine dayalı istikrar arayışları ise giderek kırılgan bir yapı yaratmakta ve özü itibariyle yeni krizlerin yapısal koşullarını oluşturmaktadır.