Trajik bir kişidir reklamcı!
Hat hudut tanımayan "gerçek bir yaratıcı" olmayı yani kaleminden damlayan kelimelerin olduğu gibi mecraya akmasını isteyen kişidir reklamcı ve içinde bulunduğu bünye buna müsaade etmez. O tüm belirlenmişliklerden kaçıp kurtulmak ister oysa bu bünyenin ayakları yere basmalıdır.
Bu yüzden hiçbir zaman gerçek yüzüyle sahneye çıkmaz reklamcı.
Hep birilerinin maskesini takmak zorundadır:
Patronun müşteri temsilcisinin araştırmacının ve tabii ki reklamverenin. Bunlar riya değil mecburiyet maskeleridir. Eğreti duran tüm bu maskelerden kurtulduğunda ise ortada gerçekten kendisine ait pek bir şey kalmaz.