Bir anda ayağa kalktı Pavli. Elindeki şarap şişesi o an parmaklarının arasından kayıp yere düştü ve paramparça oldu. Fark etmedi bile. Kollarını iki yana açmış gökyüzüne doğru bağırmaya devam ederken omzuna dokunan elin bedenini sarsmasıyla kendine geldi. Karşısında şehirde kendi halinde zararsız ve herkesin çok sevdiği gariban deli Ermeni Arşavir'i fark etti. Deli Arşavir fırına gözleri büyümüş bir şekilde bakarken oldukça telaşlı bağırıyordu...
- Pavli yangın... Her taraf alev içerisinde pis ayyaş... Ne yaptın sen...
Pavli hızla geriye döndüğünde donup kaldı bir anda.
Ölüm uykusunda gibi sessiz sedasız yaşayan şehir bir anda canlanmış bağıranlar çağıranlar feryat edenlerin sesleri birbirine karışmıştı.
Uzaktan bakıldığında şehir kocaman bir alev topuna sarılmış gökyüzünü aydınlatan yangın büyük bir felaketin resmini çiziyordu.