Paul Borchardt 1916 yılında bir Türk-Alman askeri heyetinin tercümanı olarak Kürdistan'a gider. Kürdistan'daki günlerinde halkla yoğun temas içine girer Süleymaniye ve Zaho'daki çarşıların daimi misafiri olur. Kürt Asuri ve Yahudi gümüşçülerin atölyelerine gider onlarla dost olur. Savaş ve açlığın hüküm sürdüğü yıllarda zengin Kürt aileler eski aile mücevherlerini elden çıkarırlar.Borchardt da bu fırsattan yararlanır birçok değerli parça toplar. Koleksiyona 1918 yılnda İstanbul'daİtilaf Devletleri el koyar ancak 3 yıl sonra iade edilir. Borchardt eserlerin önemli bir kısmını Almanya'ya götürmeyi başarır ve orada sergiler. Bu değerli koleksiyonun fotoğraflarla öyküsünün yer aldığı kitapta Rudolf Berliner de koleksiyonu sanat tarihi açısından değerlendiriyor.