Güneş bağımsız olarak kendi devinimini belirli bir süre içinde tamamlamaktadır. Bu süre zamanın süresi değildir. Güneş kendi dönüşü ile vakitleri belirleyen süreyi var eder. Bizim saat ile ölçtüğümüz bu vakit aralıklarının süresidir. Zaman; var olan ve suyun denizleri kapladığı gibi âlemi kaplayan duyularla algılanamayan sadece etkileri ile bize varlığını hissettiren boyuttur. Hareket(hız) sabit bir nokta varsa algılanır. Zamanı kıyaslayacağımız bir noktanın varlığının olduğunu sanmıyorum en azından ben bilmiyorum. Kıyaslanacak bir nokta yoksa zamanı ancak gösterdiği etkilerle algılayabiliriz. Einstein kütle ve boyutların değiştiğini formülle izah etmeye çalışmış:
M(kütle)=Mo(1/1-V/C)
Buradaki M Mo kütleyi ifade eder.
Ayrıca bu formülde V=kütlenin hızı C= ışık hızıdır.
Einstein kütle formülünde M0'ı ağırlık olarak almamış. Bu formülde ışık hızı sabittir. Değişen kütlenin hızıdır. Kütlenin reel bir hızı olduğu gibiizafi hızı da vardır.
Vg=cismin dışarıdaki herhangi bir gezegen de ki sabit bir noktaya göre hızı olsun (Vi)'de cismin üzerinde bulunduğu gezegende ki sabit bir noktaya göre hızı olsun Cismin dışarda ki gezegene göre hızı V=Vg+Vi'ye eşittir.
Cismin bulunduğu gezegenin yavaşlaması durumun da cismin toplam hızı ile dışardaki gezegene göre hızı azalır. fakat kendi gezegeninde ki sabit noktaya göre hızı değişmez.
Cismin gezegeninde ki sabit bir noktadan bir noktaya gitmesinde ki süre farklılıkları gezegenin hızına bağlı değildir. Gezegenin hızının değişimini bu nedenden dolayı algılıyamıyoruz. Dünya'nın bir hızı varmıdır. varsa sabit bir noktamız olmadığı için hızında ki değişimleri algılamak olanaksızdır. Gezegenin bir hızı varsa cisim gezegendeki sabit noktaya göre sabit kalsada hızı olacaktır. Einstein'ın kütle değişim formülüne baktığımızda formülde kullanılan hızın toplam hızmı yoksa sabit bir noktaya göre ölçtüğümüz
hızmı belli değil. Einstein'in kütle förmülü acaba yanlışmı?.. eksikmi?
Vahit Okumuş'un kitabı teknik bir çalışma. Günümüz bilim dünyasının birçok mutlak doğru kabulünü bilimsel bir dille çürütme iddiasında. Etkin bir tartışma ortamının bilimsel faaliyetin zorunluluklarından biri olduğu düşünüldüğünde sayısal dille ifade edilen bu iddiaların konu alanı uzmanları tarafından tartışılmasının düşünce ortamımıza ciddi katkılar sunacağını umuyoruz.
Öte yandan kitap sadece uzmanlara hitap eden bir yapıda değil. Bilim-toplum ilişkisi hakkında kafa yoran herkesin bildiklerini gözden geçirmesine farklı bakış açıları kazanmasına neden olabilecek sözel ifadelerin kitabın bir başka orijinal yanı olduğu da eklenmeli.
Bilimsel özgüvenin kitlelerin doğrularına karşı çıkma cesaretinin bir örneği olarak Evrenin Mantığı eleştirel düşünme sorgulayıcı bir zihniyete sahip olma çabasındaki herkese katkı sunacak bir eser. Bu bakımdan yeni tartışmaların tetikleyicisi farklı bakış açılarının habercisi olması ümidiyle...
Serbun BEHÇET