Hayat yalnızca küçük bir andır. Her şeyin yolunda gittiğini düşündüğünüz zamanlarda hayatın kişiler için hazırladığı sürprizler ortaya çıkar. Kazanılan kaybedilir mutluluklar acıya sevinçler hüzne dönüşür.
Cemal Şehnaz Salih Hasan ve diğerleri... Onların hayata ilişkin beklentileri ve umutları vardı. Her biri küçük bir olayla birbirine bağlandı küçük bir olayla birbirinden koptu.
Koğuşun ağası görünümünde iri yarı kalın sesli bir adam "Birisi şu gence çay veya su versin. Ne olmuş buna böyle? Sanki hayalet gibi!" dedi. O sırada çay ocağı gibi düzenlenmiş yerde sırtı koğuşa dönük oturmakta olan kısa boylu esmer bir adam doldurduğu çayı gencin oturduğu yatağa doğru götürdü. "Kaldır kafanı delikanlı. Çay getirdim sana." Dedi adam. Bu sırada Cemal başını kollarının arasına almış yatmaktaydı yüzü görünmüyordu.
"Kaldır kafanı delikanlı. Çay getirdim sana." Diye tekrarladı adam ısrarla. İşte o an Cemal için tüm sesler gürültüler uğultular kesildi; yalnızca o adamın sesini duydu. Başını kolların arasından çıkarıp karşısındaki kişinin yüzünü gördüğünde donakaldı. Çay getiren adam babası Enver'di. Cemal'in yıllardır beklediği hayal ettiği karşılaşma bu değildi.