Sözünü kendisine ilke edinen ve hamurunda almaktan çok vermek olan Halil K. Fırat için sofrasının kalabalık olması gelenin gidenin iyi ağırlanması en büyük zenginlikti. İşte bu nedenle gencecik yaşında kurduğu Söke Un'un 50. yılında vefatının ardından anısını yaşatmak amacıyla bu kitabı hazırlama fikri doğdu.
Halil K. Fırat'ın yaşamöyküsünün önem verdiği aile bağlarının insana değer veren çalışma hayatının anlatıldığı ve içinde Söke topraklarına bağlılığının sembolü olan sofrasından gözde tariflerin yer aldığı bu kitap una dönüşüp sofralarımıza taşman buğdayın arkasındaki hayatlardan birine tanıklık etmemizi de sağlıyor..