"...Gemi suya inerken politikacı konuştu işveren konuştu mühendis ve taşeron konuştu. Neden bir işçi ya da işçi temsilcisi konuşmadı? Bu geminin yapımında alın teri göz nuru dökenlerin söyleyecek iki sözü yok muydu? Hele adı iş kazası konmuş cinayetlerde ölenler ise çoktan unutulmuştu..."
Yazar tam da yukarıdaki sorulara yanıt arıyor. Özelde Tuzla-Pendik hattında genelde tüm dünyadaki ölümle burun buruna yürüyen bir emek yaşamının haritasını çiziyor. Her gün yanından gelip geçtiğimiz ama başımızı çevirip bakmadığımız ya da görmediğimiz bir yaşam haritası bu.
Hasan Kıyafet türlü kılıkta ve zunu süre işçilerin arasında dolaşarak yaşayarak onların yaşam koşullarını aşklarını umutlarını bir röportaj gerçekliği ve her zamanki akıcı üslubu ile anlatıyor. Yayınevimiz DİSK-Abdullan Baştürk Edebiyat Ödülü'nü almış ve ikinci baskısı yapılmış bu eseri sizlere kıvançla sunar.