Sosyoloji nesnesini soyut olgusal kavramsallaştırmalar aracılığı ile tarihsel ve kültürel koşullara bağlı olmaktan kurtardığı oranda başarılı sayılacaktır...
Toplumu bireylerden bağımsız kendi başına bir varlık olarak düşündüğümüzde onun ortaya koyduğu değerler; yetkinsiz herhangi bir hiyerarşiye sahip olmayan otoritesiz ve kişi dışı olacaktır. O zaman toplum tek tek bireylerin yazgısının gerçekleştiği bir şey olur ki; burada da bireyci bir etik sorunla karşı karşıya kalmaktayız. Yetkinsiz bir etik kurgu ise toplumsallıktan önce yöntemi zedeleyecektir.
O halde bir toplumbilimci için topluma dair düşünmek ve yazmak aynı zamanda "ahlaki" bir gerekliliktir de...