Her şeyin bir damla su ve bir sözcükle başladığını bilenlerdir hikayelerin peşinden gidenler. Yürüdükleri yol tutkuların çocuksuluğun yalnızlığın Adem ile Havva'nın cennetten kovulduktan sonraki hüznünün eksikliğin başka dünyalara sığınmanın dikenli gül bahçeleridir. Yürüyenler ne kadar diken koparırlarsa bu yolda o kadar soyunacaktır güller de acılarından. Güller soyunurken ve sevinç gözyaşları dökerken gövdelerinden koparanlar da kanayacaktır en derin yerlerinden. Okur da güllerden dikeni koparan hikayenin ardı sıra tıngır mıngır ilerleyen ve sesleri sonsuzlukta yankılanan tamamlayıcılardır. Onlar da dikenleri ayıklarlar hikayelerden ve yeniden yaratırlar hikayeyi kendi acılarından. Çünkü hikayeler "yakasındaki iğne" ile asılı kalmıştır boşlukta. Onu boşluktan indirecek ve acılarına son verecek olan okurdur. Bu yüzden de her okur kurtarıcısıdır hikayelerin. Hikayedeki eksiği tamam eden dikenlerini ayıklayan onu boşluktan yeryüzüne indiren kendi hikayesiyle yeniden yoğuran yakasındaki iğneyi sonsuza dek yok eden bir sese nefese çeviren sözcüklere hayat veren çocuksuluğunu yalnızlığını hüznünü hikayede yenen kimliksiz kurtarıcılardır.
Binlerce yıldır binlerce kez yazılmış ve kainatta "hoş bir seda" bırakmış olan hikayelere naçizane birer katkıdır bu hikayeler. Hikayelere can suyunu veren onları kulaktan kulağa sihirle fısıldayan hikaye kişilerinin aralarında dolaşmasına izin veren hikayedeki kişileri var eden siz kimliksiz yaratıcılar sevgili okurlar- iyi okumalar.