Modern demokrasileri politik partiler olmadan düşünmek olanaksızdır. Politikbilim literatürüne baktığımızda ancak Ortadoğudaki bazı geleneksel küçük devletler ile askeri veya otoriter rejimlerin politik partilerden yoksun düzenlere sahip olduklarını görürüz.
Partiler hem demokrasiyi ayakta tutan ve çalıştıran hem de kendi varlıklarını bu rejime borçlu olan kurumlardır. Bu sebeple demokratik rejimler partilerin toplumsal kesimleri hakkıyla temsil etmeleri için gerekli hukuki düzenlemeleri ve politik zemini sağlam şekilde hazırlamakla yükümlüdürler. Buna karşılık partiler de vücut buldukları bu zemini tahrip etmemek; sadece kendi yandaşlarının taleplerini karşılamak için kullanacakları bir araç olarak görmemek durumundadırlar. O halde "güçlü" bir demokrasinin varolabilmesi rejimin başta hukukun üstünlüğü olmak üzere ne kadar demokrasinin gerekleriyle donatılmasını zorunlu kılmaktaysa; politik partilerin de o kadar demokratik zihniyet ve tutum takınmalarını kaçınılmaz kılmaktadır.