SİNAN:
Kalbinizden gelen her ne ise onu yapın. Ona karşı koymayın. Bu akıllıca olmaz. Burada sizin yaşamınızı çok daha güzelleştirecek bir serüven bulunmaktadır. Kalbinizin hayallerinizin arzularınızın peşinden gidin.
Hislerinize karşı koyarsanız bedeniniz bunu umutsuzluk hastalığı olarak dışarıya çıkarır...
Ben Sinan. Belki de sen. Senin gitmek istediğin yol atmak istediğin adımım ben. Hiç vaz-geçmedim ve işte ulaştım sana.
Biliyordum ki sen bekliyorsun. Yürümek için yol arkadaşı arıyorsun. Bak bana. Ben yaptım.
Sen de........!
SÜREYYA:
Sessizlik ilaç gibidir. Sessizlikte duyarız ruhu-muzun sesini. İçimizden gelen bu sesi dinlediiğimizde ise hayat çok kolaylaşır.
İmkânsız görünen imkânlı olur yanlış görü-nen doğrulanır doğru olduğunu zannettiğimiz şey eğer değilse yok olur gider.
Tıpkı akan bir nehre kendini bırakmak gibidir içimizdeki sese kendimizi bırakmak. Tek yapmamız gereken nehrin bizi sürüklemesine izin vermektir.
O bizi alıp götürür gitmemiz gereken gerçeğimize...
TEBESSÜM ÖZBEK