Türkiye'de iktisat tarihi çalışmalarının gelişimini değerlendiren bu çalışma iktisat tarihi disiplininin ortaya koyduğu bilgilerden sosyolojinin yararlanabilme arayışı çabası olmak iddiasını taşımaktadır. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle Batı'da ve Türkiye'de iktisat tarihinin bir bilim olarak ortaya çıkışı sosyolojik bir perspektifle ele alınmıştır. Böyle bir perspektif yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin kendini yenileşme süreci içinde temellendirme arayışlarının sorunları kavramaya da çözmeye de yetmediğini ortaya koymaktadır. Bu yüzden Türk tarihçiliği verili çerçeveyi öncelikle Türk iktisat tarihi çabası içerisinde zorlamıştır. Ardından Türk İktisat Tarihi bir disiplin olarak kurumsallaşmış ve Türk tarihinin hem en uzun tarihsel sürekliliği hem de dünya tarihinde en etkili dönemi olan Osmanlı İmparatorluğu'nu konuları içine almıştır. Ancak genel bilim algısı ve bunun nitelikleri uzun dönem Türk İktisat Tarihi çalışmaları üzerinde etkili olmuş ve Batı'daki çeşitli paradigmaların aktarılışı ve bunların kendi bağlamı düşünülmeden Türk İktisat Tarihinin kavranabileceği kabulü çok çeşitli ve dağınık metinlerin ortaya çıkışını beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada öncelikle bu metinler değerlendirilmiş ve temel olarak da Türk iktisadi yaşamının tarihi seyrinin nasıl kavranabileceği sorusuna cevap aranmıştır.