1946'da başlayan çok partili parlamenter rejim neredeyse düzenli aralıklarla kesintilere uğramakta her seferinde siyaset dışı güçler kendilerince birtakım gerekçeler öne sürerek demokratik sürece son verebilmektedirler iç ve dış konjonktür açısından açık müdahale yoluna başvurmaktadırlar. Kendineözgü bu siyaset biçiminin gerisinde; zannedildiğinin aksine tarihten devraldığı kültürel miras veya dini inançların engelleyici rol oynaması dolayısıyla halkın değil yönetici-bürokratik elitin 'merkezdeki çekirdek' unsurların dünyasında demokrasinin bir kültür olarak içselleştirilmemiş olmasının halka yeterince güven duyulmamasının payı var. Demokrasi halka güven duymanın ötesinde yönetimin bizzat halkın eline verilmesi ve her kademedeki yöneticinin daima halka hesap verme durumunda olduğunu bilmesidir...
Bu çalışmada din sivil toplum insan hakları özgürlük kamusal alan vb. konular geniş bir çerçevede ele alınmaktadır...