Ahlâk meselesi ötedenberi hep dikkatimi çekmiştir. Gerek ferdî gerekse sosyal bir olayın temelinde iyi veya kötü olarak hep birer ahlâkîliğe rastlıyoruz. Ahlâk adeta bizi her yanımızdan kuşatmış ve sarmış bir vaziyettedir. Bizim davranışlarımızı büyük ölçüde şekillendiren yönlendiren de odur.
Böyle bir etken altıyüz yıl kadar ayakta duran ve üç kıtaya hakim olmuş olan Osmanlı Devletinde nasıl bir fonksiyon icra etmiş özellikle de Sondevirde (XVIII. Asırdan Cumhuriyete kadar olan zaman diliminden) nasıl ve ne durumda bulunmaktaydı? Bu iki asrı aşkın bir süre içinde ahlâk öncekine göre ne gibi değişikliklere uğramıştır? Ve bu değişikliklerin cemiyet üzerinde ne gibi tesirleri olmuştur? Bu vb. soruların cevabları klâsik bir ahlâk sistemi içinde gösterilmeye çalışılmıştır.
(Önsöz'den)