İnsanın evrimsel tarihi üzerine araştırma yapan fiziksel antropoloji primatoloji arkeoloji dilbilim genetik ve embriyolojiyle uğraşan bilim insanları dünya yaşının 45 milyar yıl bulunan en eski kafataslarına göre de insanlık yaşının 190 000-209 000 yıl olduğuna karar vermişler.
Tek Tanrı fikri ortaya çıkmadan önce insanlar doğa olayları hakkında açıklama yapamayınca her olayın her oluşumun ardında gizli güçleri olan Tanrıların varlığına inanmışlar ve çok Tanrılı dinler doğmuş.
Zaman içinde insanlar doğru yoldan ayrıldıklarında ise Tanrı'nın seçtiği 'peygamber' denilen kişiler onlara Tek Tanrı'ya inanmaları ve yalnızca ona ibadet etmeleri gerektiğini anlatmış. Toplumun bazı kesimi inanmış ama bazıları da çok Tanrı'ya tapınmaya devam etmiş.
Dini inançların ağır bastığı mitolojiler bir halk inanışı olup insan-Tanrı arasındaki ilişkilerden doğmuştur. Bu ilişkileri de öykü şeklinde anlatanlar zamanın şairleridir.
Efsaneler de; yine dini inançlarla yoğrulan daha çok kahramanlıklarıyla öne çıkan kişilerin ve hakkındaki olayların halk öykücüleri ve halk ozanları tarafından anlatımıdır.
Kitap içinde çok Tanrılı inançlar zamanında doğan masalsı mitolojik öykülerle Hıristiyanlık ve İslâmiyet Dönemi'ndeki inançlardan doğan efsanevi öyküler bir araya getirilerek anlatılmıştır