Allah yolunun yolcularından biri başına dev bir kavuk geçirmiş. Nereye gitse başından eksik etmiyordu onu.
Bir sabah evinden çıkmış dergaha gidiyordu. Sokağın izbe bir yerinde gizlenmiş olan bir hırsız da onu kolluyordu. Derviş tenha bir yere geldiğinde arkadan saldırarak kavuğu kaptığı gibi kaçmaya başladı.
''Dur!'' diye bağırdı derviş ''Sarığı aç içini gör de öyle götür.''
Hırsız hem can havliyle kaçıyor hem de çözüyordu.Çözdü ki ne görsün... Metrelerce uzun sandığı büyük kavuğun içi işe yaramaz bez ve pamuk parçalarıyla dolu. Kala kala elinde bir parçacık bez kaldı. Sinirlendi. Yere yatarak:
''Ben de bu gösterişli şeyin içi kumaş dolu zennetmiştim seni hilekar seni!'' diye çıkıştı.
Derviş:
''Oğlum...'' dedi ''Dünya tam da böyledir işte!''