Çoğumuz hayvanları severiz. Hele kedi-köpek gibi hayvanlara içimiz titrer. Yemeğimizi onlarla paylaşır oynaşır şakalaşırız.
Kimisi de kuşlara hastadır. Muhabbet kuşu saka kanarya gibi kuşlar hayatlarında önemli bir yer tutar. Bizim bir Eflatun Abimiz var. Eflatun Nuri. Yılların karikatürcüsü. Şu sıralar 70'li yaşlarına merdiven dayamış bulunuyor. (Allah ömür versin.)
Eflatun Abi garip alışkanlıklarıyla meşhurdur. Mesela çalıştığı gazeteden "Sigara almaya gidiyorum" diye çıkıp dört yıl sonra elinde bir paket sigarayla dönerek aynı masaya oturduğu Bab-ı Ali'de yıllardır konuşulur.
Eflatun Abi hayvanları sever ama öylü herkes gibi kedi köpekbeslemez. Onun yıllar önce beslediği bir tahtakurusu varmış. Gazetede çalışırken arada bir cebinden kibrit kutusunu çıkarır içerisinde beslediği tahtakurusunu sever tekrar cebine koyarmış.
Sıkı durun Eflatun Abi tahtakurusunu nasıl besliyormuş dersiniz?
Efendim öğlen olup da Eflatun Abi karnını doyurduktan sonra tahtakurusunu da cebinden çıkarıp bileğindeki damara yerleştiriyor ve oradan hayvanı besliyormuş.
Tahtakurusu şişince de tekrar itinayla kutusuna koyuyormuş.
Sevmek o kadar kolay değilmiş di mi?...
Kedinin köpeğin önüne yemek artıklarımızı atınca onu sevmiş mi oluyoruz?