Cesaretimiz var mı her şeyi bir anda öylece bırakıp gitmeye? İnsan her nereye giderse gitsin kendini de beraberinde götürmez mi? Varlığından güç aldığımız arkadaşlar ne zaman yük haline geldi? Hepimiz başarılı olmak zorunda mıyız bu hayatta? Her seferinde duvara tosladığımız halde hâlâ yeni ilişkiler kurmaya var olanı kurtarmaya çalışmak hayal kırıklıklarına bağımlı hale gelmemizle açıklanabilir mi? Melisa Kesmez heyecanlı ve mütevazı sesinin her satırda hissedildiği kısa öykülerinde soruları müzikle dramla şiirle yoğuruyor cevapları ise nüktedanlığı da elden bırakmayarak veriyor.
"Aklımızın devre dışı sadece kalbimizin olduğu" yeniyetmelikten zaman mefhumunun olmadığı balık krakerli ve kaygısız çocukluk yıllarına yüzyıllık dostla oturulan öğle rakısından patrona son çare olarak yazılan istifa maillerine sevdiğimiz "o" olmayı çoktan bırakmış uzatmalı evliliklerden gel demese de gittiğimiz gitmek istediğimiz sevgililere eski sevgililere aileye aldatmalara aldatılmalara; üzerimize haddinden fazla gelen ancak bir türlü vazgeçemediğimiz "modern dünyamızın" tüm inceliklerine dokunuyor yalın ama coşkulu naif ama kararlı fısıldıyor kulaklara: Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz.