Gecenin bir yarısında tüm sokak uykuya daldığında başucunuzda cılız bir lamba (bilmem ki ne eşlik eder size) elinizde belki bir sigara bir çay ya da artık neyse sevdiğiniz...
Rastgele çevirip sayfalarını okumalısınız... Kimin aşkı düşecek acaba size? Bana Yılmaz Güney'in aşkı düştü sayfa 232'de...
"...hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz acısını acımız yaptık çünkü..."
İclal Aydın Vatan Gazetesi
"Çok sevdiğim biricik sevgilim seni ne zaman görebilirim? Bir düş mü yoksa? Seni gördüm mü ben? Seni gördüm diyebilmek için seni yeterince gördüm mü ben?"
Bu satırlar Balzac'ın bir romanından değil... Balzac'ın bir mektubundan; büyük aşkı Madam Hanska'ya bir mektubundan bu satırlar. Birbirleri için yanıp tutuşmuşlardı. Ne var ki ilk kez birbirlerini görüp tanıştıklarında Madam Hanska 'çökmüştü!' Çünkü ünlü romancı şişman pasaklı seyrek dişli sevimsiz bir adamdı. Bunu hiç belli etmedi genç kadın ama romancının evlenme teklifine 'evet' deyinceye kadar onu dokuz yıl bekletti."
Bu öykü ve Menderes'den Cemil Meriç'e; Tolstoy'dan Einstein'a pek çok ünlünün aşkları ve aşk mektuplarını derleyip değerlendirmiş Hakan İnce... Kitabın adı 'Aşk Hep Vardı' Kitabın alt başlığı içeriğini daha iyi anlatıyor: Tutku yüklü satırlar. Haberiniz olsun.
Haşmet Babaoğlu Sabah Gazetesi