Duvar; inançtan ateizme bilimden felsefeye estetikten popülere kaderden kapitalizme emekten sömürüye bütün bir hayatı 'sözden afişler'e taşıyan bir roman...
Duvar; birbiriyle çarpılıp çoğalan kimi zaman farkına bile varılmadan ömür tüketilen duvarlarla örülü bir evrene açılan temel kurgusunu sorgulamadan hesaplaşmadan alan 'zaman'ı yok olarak değerlendiren bir çağ ötesini aktarma iddiasıyla yazılan bir anlatı...
Duvar; kimi zaman ara sokaklara açılan sistemin günah ve sevaplarını gözden geçirip kimseye haksızlık etmemeye dikkat eden akılcı bir kaygı...
Duvar; hesaplaşma biçimleriyle bir yol gösterici kendi içimize sürdürdüğümüz yolculuk kadar kendimizden taşra düşüşlere de açık bir adres...
Duvar; Patrikhaneleri ve Ortodoksluğu yoksulluk ve cehalet beslediği dinsel doktrinlerin toplumları köle-inanç ekseninde hizalamaya çalıştığı bir evrende akıldışı bir tarihe tanıklık eden şükredilecek bir dünya yerini başkaldıran bir dünyaya bırakmayı düşleyen bir söz yağmuru...
Duvar; dört kitabın çıkmazını bir sokağa sıkıştıran kapitalizm ve ona bağlı kriminal politikanın toplum üzerindeki blast etkisini gidermek için akılüstü çözümler üreten öneren bir yapıt...
Duvar; varoluşa anlam yükleyen dinlerin iç çatışmalarını önce kurşun yapıp gözümüze sokan sonra bilimin rasyonalist bakışıyla öğütüp mantığın potasında eriten birey yoluyla topluma psikanalitik terapi uygulayan travmatik bir sonu zorunlu kılan bir çağ romanı...
Duvar; kendi sesine akan saklı bir nehir; kendi renkleriyle tutuşan iç içe bir gökkuşağı...