Her şey çok mu hızlı olup bitiyor? Bu baş döndüren hız içinde hep aynı şeyleri yapmaktan sıkıldınız mı? Yerinizden ayrılmadan hayattan kopmadan farklı deneyimler yaşamak için çılgınca ve tuhaf hareketler yapmadan gündelik olayları alıştığınız rutinden kopararak farklı bir biçimde ele almaya ne dersiniz?
Dünyanın ömrünü yirmi dakika olarak biçtiğinizi yıldızları yere indirdiğinizi rasgele bir telefon numarası çevirdiğinizi düşünün. Ya da tuvaletteyken bir şeyler içmenin nasıl olacağını merak etmiyor musunuz? Bir hayvanın taklidini yapıyorsunuz bir tablonun içine girerek eksikleri tamamlıyorsunuz veya gece vakti evden çıkıp nereye gittiğinizi bilmeden dolaşıyorsunuz. Bir kafenin terasında kaybolduğunuz ya da evinizdeyken bir gölde kürek çektiğinizi hayal ettiğiniz oldu mu hiç? Bütün bunlar çok mu saçma? O zaman telefon rehberini okumak için diz çökün ve parmaklarınızla okşayacak bir şeyler arayın!
Daha önce 23 dile çevrilen 101 Gündelik Felsefe Deneyimi ile her seferinde kafanızda küçük kapılar aralanacak. Aslında oyun yaşanacak deneyimlerle küçük tetiklemeler küçük hareketler yaratmaktan ibaret. Filozoflar var olduğundan beri böyledir bu; düşünmeye başlamak bir uyumsuzluk yana doğru bir adım atma bir açı değiştirme pratiği gerektirir...