Batı dünyası aklını kullanarak teknolojide inanılmaz noktalara ulaştı. Aya gidildi koyunlar kopyalandı lazer silahları yapıldı. Ama bunların hepsi dış dünyaya ait fiziksel gelişmeler idi. Dış yani fiziksel dünya gelişirken; vicdanlar yani iç dünya kısırlaştı duygusuzlaştı kurudu yalınlaştı ve köreldi. İnsanlar dengesizleşti ego ve ihtiras sürekli tüketimi ve daha iyisini almak için saldırganlaştı acımasızlaştı ve nihayetinde ben merkezli bir dünya oluştu.
Doğuda ise; asırlar öncesinden ve kadim kültürümüzden miras kalan gönül vardı. Ama o da "akılla" tam entegre olamadığı için ezildi hor görüldü aşağılandı ve gönlü kırıldı. Sonuç olarak; bir taraf "akıla" diğer taraf ise sadece "gönüle" önem verdiği için her iki taraf da dengesini bulamadı. Gönül ile aklın buluşmasından ortaya çıkan "BİLGELİK" öğretisini bütün yönleriyle gözler önüne seren bu kitap alanında ilk olma özelliğiyle bir UYANIŞ kitabıdır.
Yalan tohumdur. Bire kırk verir. Verdiği kırkın her biri bir tohumdur ki bire kırk verir. Bilgi de tohumdur. Bire yüz verir. Verdiği yüzün her biri bir tohumdur ki; sana bilgelik torunlarına da ilham verir. Zekâ sudur. Tohumları yeşertir. Yalanı da bilgiyi de. Yetenek topraktır. Ne ekersen onu biçersin. Ekmezsen üzerinde ayrık otlar biter.