... Beni okumak ve yazmak için teşvik eden yakınlarımın ve dostlarımın aksine kendi çevresinin ona hep "bu işleri" bırakmasını ve sadece kadının yerinin evde olduğunu bu işlerin boyunu aştığını öğütlediğini öğrendim. Malum "bölge"de ve aslında Türkiye'nin pek çok yerinde bir kadına eş anne ve ev kadını olmak dışında hiç bir rol biçilmediğini Berin hanımın hikayesini öğrendikçe daha iyi anladım.
Ancak bu arada fark ettim ki Berin hanım böyle baskılara aldırış eden birisi değildi. Yazmak yazar olmak kendini ve hikayesini anlatmak istiyordu ve yılmaya niyeti yoktu. Karşısına nice zorluk çıktı. Gönderdiği metne bakmaya vakit bulamayan yayınevleri mi dersiniz aylarca cevap vermeyeni mi... Ama ben Berin hanımın yeteneklerinden ve azminden emindim. Romanının güzelliğinden de emindim. Dolayısıyla biliyordum ki bir gün bir kapı açılacak "Ağlatan Kahkaha" kağıda dökülecek. Ne mutlu ki bugün bu gerçek oldu ve bana bu güzel romanın önsözünü yazma onuru düştü.
Berin hanım bu noktaya hem yetenekleriyle hem sağlam karakteriyle geldi. Ve elbette inancıyla. Çünkü o inanç tevekkülü sabrı zorluklardan yılmamayı pes etmemeyi öğretti Berin hanıma. Tarih boyunca önünde bir ışık görmüş ve karşısındaki yolun bir ilahi takdir olduğuna inanmış nice mümin gibi o da tek başına yürüdü. Ve yürüdükçe sadece dünyevi başarıya değil aynı zamanda Allah'ın kendisine çizdiği kadere de ulaştı ki bir insan için olabilecek en büyük mutluluk bu duygudur.
Bu nedenle bu kitabın yazarını içten tebrik ediyorum. Harika bir roman okumayı seçtiğiniz için de siz okuyucuları...
"Ağlatan Kahkaha"nın tadını çıkarın. Ve unutmayın ki her sayfasının ardında çileli bir ömrün içinden çıkıp gelen güçlü ve erdemli bir ruh var.
Mustafa Akyol Yazar